Bülten Aboneliği

Güncel bültenlerden haberdar olmak için abone olunuz.

Bülten Kayıt Formu

Anayasa Mahkemesi Kararı: FETÖ Sebebiyle Sosyal Medya Paylaşımlarına İstinaden Fesih İncelemesi - 25 Şubat 2021


Konu: İş Sözleşmesi Feshinde Anayasa Mahkemesi Kararı

Tarih: 25.02.2021

 

Özet: Bu bültenimizde, kişinin iş sözleşmesinin feshedilmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvuru süreci aktarılmıştır.

 

Başvurunun Konusu:

Başvurucunun yaptığı sosyal medya paylaşımlarının işçi ile işveren arasındaki güven ilişkisini bozduğu gerekçesiyle başvurucunun iş sözleşmesinin feshedilmesinin bazı anayasal hakları ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

Başvuru Süreci

28 Temmuz 2017 tarihinde başvuru yapılmıştır. Başvuru formunda olay şu şekilde açıklanmıştır: “Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde askeri bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmıştır. Darbe teşebbüsüne karşı koyan güvenlik görevlileri ile bu teşebbüse tepki göstermek üzere sokaklara çıkan sivillere uçaklar, helikopterler, tanklar, diğer zırhlı araçlar ve silahlarla saldırılmış; bu saldırılar sonucunda toplam 251 kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi de yaralanmıştır. Kamu makamları ve yargı organları - olgusal temellere dayanarak- bu teşebbüsün arkadaşında Türkiye’de çok uzun yıllardır faaliyetlerine devam eden ve son yıllarda Fettulahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (PDY) olarak isimlendirilen bir yapılanmanın olduğunu değerlendirmiştir. Darbe teşebbüsüne ilişkin süreç ile FETÖ/ PDY’nin yapısına ilişkin detaylı açıklamalar Anayasa Mahkemesi’nin 2016/22169, 20/6/2017) kararında yer almaktadır.”

Anayasa Mahkemesi başvuru belgelerinin bir örneğini bilgi için Adalet Bakanlığı’na göndermiştir.

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Yapılmadan Önceki Süreç

Başvurucu 2004 yılından beri Gaziantep Şehitkamil Belediyesi’nde işçi olarak çalışmaktadır. Başvurucu hakkında 15 Temmuz darbe teşebbüsünün akabinde Belediye’nin Fen İşleri Müdürlüğünce 20/7/2016 tarihinde bir tutanak düzenlenmiştir. Tutanağa göre; “Başvurucu sosyal medya paylaşımlarında devletin icraatlarıyla ve terörle mücadele faaliyetleriyle ilgili ahlak ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmayan, devletin haysiyet ve vakarım kuran asılsız ihbar ve isnatlarda bulunmuş; bir kamu kurumunda çalışması nedeniyle temsil ettiği işverenin güvenini kötüye kullanmış, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış sergilemiştir.”

Tutanağın akabinde Belediye 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun “İşverenin haklı neden derhal feshi” kenar başlıklı 25. Maddesinin II numaralı fıkrasının b ve c bentlerine dayanarak başvurucunun ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan davranışlarda bulunduğunu kabul etmek suretiyle iş sözleşmesini aynı gün feshetmiştir.

Başvurusu daha sonra 22/11/2016 tarihli 29896 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ekindeki listede isminin yer almasıyla KHK hükmü gereğince kamu görevinden çıkarılmıştır.

Başvurucu; feshin geçersizliğinin tespitine ve işe iadesine karar verilmesi talebiyle Belediye aleyhine 27/7/2016 tarihinde dava açmıştır. Gaziantep 4. İş Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme Belediyenin bir kamu kurumu olduğunu ve başvurucunun Belediye’de çalışırken ahlak ve iyiniyet kuralları ile bağdaşmayan, Belediyenin güvenini kötüye kullanarak doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğunu belirtmiş ve feshin haklı nedenle olduğunu kabul etmiştir. Ayrıca, 677 sayılı KHK ile görevinden çıkarıldığını bu hukuki düzenlemeyi denetleme yetkisine sahip olmadığını ifade etmiştir.

Başvurucu Mahkemenin kararına karşı 25/1/2017 tarihli dilekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi 3/3/2017 tarihinde başvurusunu esastan reddetmiştir.

Dairenin kararı başvurucu tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 13/6/2017 tarihli kararıyla temyiz taleplerinin reddine ve kararına onanmasına karar verilmiştir. Nihai karar 28/7/2017 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu 28/7/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

Bireysel Başvuru ve Karar Süreci

Bireysel başvurusunda başvurucu;

“Suç teşkil etmeyen ve başkalarının paylaşımlarını beğenmekten ibaret olan paylaşımlarının iş sözleşmesinin feshine gerekçe yapılamayacağını, ayrıca yargılamaya konu paylaşımların on binlerce kişi tarafından paylaşılan ve yüzbinlerce kişi tarafından beğenilen yasal paylaşımlar olduğunu, işverenle ve yaptığı işle hiçbir alakasının olmadığını”

belirtmiştir. Başvurucu, adil yargılanma, özel hayata ve aile hayatına saygı ve çalışma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Bireysel başvuruya konu yapılan mesele paylaşımların suç oluşturup oluşturmadığı değil paylaşımların haklı feshe dayanak alınmasının anayasal hakları ihlal edip etmediğidir. Fakat başvurucu idarenin ve derece mahkemelerinin yapılan paylaşımların niteliğine ilişkin yaptığı değerlendirmelerin yerinde olmadığı noktasında başvurucunun bir açıklama yapma yoluna gitmediği, paylaşımların suç teşkil etmediğini belirtmekle yetindiği anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle mevcut paylaşımların koşullarında başvurucu yapmış olduğu paylaşımların ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını ve iş sözleşmesinin feshinin anayasal haklarının adil olmayan bir şekilde kısıtlanması anlamını taşıdığını ispat edebilmiş değildir.

Bireysel başvurucu incelemesinde Anayasa Mahkemesi’nin görevi başvurucunun başvuru formunda ileri sürdüğü gerekçelerle sınırlı bir incelemeyi kapsamaktadır. Başvurucunun bireysel başvurucu formunda mağduriyetini gösteren açıklamaları yapmaması ve/veya mağduriyetine dayanak ileri sürdüğü hususları delillendirmemesi durumunda Anayasa Mahkemesi başvurucu yerine geçerek delil toplama ve ihlal iddialarını gerekçelendirme görev ve yükümlülüğüne sahip değildir.

Sonuç olarak; başvurucu ihlal iddiasına ilişkin delillerini sunma ve bireysel başvurucu kapsamındaki haklardan hangi nedenle ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiş, bu bağlamda ileri sürdüğü ihlal iddialarını temellendirememiştir. Açıklanan gerekçelerle, başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir.


Saygılarımızla

CONSULTA İş ve Sosyal Güvenlik


(*) Sirkülerlerimizde yapılan açıklamalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, kesin işlem tesis etmeden önce uzmanlarımızdan görüş ve yönlendirme alınmasını önemle tavsiye ederiz. Bu sirkülerlerin amacı tek başına uygulamalara yön vermek olmyıp; mükelleflerimizin risk, fırsat ve değişiklikler hakkında güncel bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Yegâne kaynak olarak sirkülerlerimizdeki açıklamaların kullanılması halinde doğabilecek olası zararlardan CONSULTA sorumlu olmayacaktır.

Dökümanı İndir