Bülten Aboneliği

Güncel bültenlerden haberdar olmak için abone olunuz.

Bülten Kayıt Formu

Dayanışma Aidatı ile Toplu İş Sözleşmesinden Yararlanması - 03 Mart 2021


Dayanışma Aidatı ile Toplu iş Sözleşmesinden Yararlanması

03.03.2021

Özet: Anayasa Mahkemesi tarafından toplu sözleşmeden faydalanmada taraf sendikaya üye olanların yürürlük tarihi itibariyle; sendika üyesi olmayanların ise dayanışma aidatı ödeyerek ve imza tarihinden itibaren yararlanacaklarına ilişkin “imza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibariyle hüküm doğurur” cümlesini iptal etti. Bu karar ile yetkili sendikaya üye olmayan sendikasız veya başka sendika üyesi kişiler dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yaralanmak istediklerinde talep tarihinden itibaren yararlanabileceklerdir.


Bakırköy 16. İş Mahkemesi Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, 18 Ekim 2012 tarihinde 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 39.maddesinin 4 numaralı fıkrasının 4. cümlesinin Anayasa’nın 51. Maddesine ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talep etti.

Bu karar ile yetkili sendikaya üye olmayan sendikasız veya başka sendika üyesi kişiler dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yaralanmak istediklerinde talep tarihinden itibaren yararlanabileceklerdir.

İlgili cümle şu şekildedir:

Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden itibaren geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur.

23 Temmuz 2020 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oy birliği ile karar verilmiştir.

Kuralın anılan gerekçesinde atıf yapılan karar ve görüşlerin bir kısmında ortada henüz bir sözleşme olmadan ondan faydalanmanın mümkün olmayacağı ifade edilmiştir. Bir kısmında ise sendika üyesi olmayan işçinin sendika üyesi olması durumunda üyelikten sonra toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği halde sendika üyesi olmadan dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlananların geçmişe dönük olarak sözleşme hükümlerinden yararlanmasının sendika üyesi olmayan lehine daha imtiyazlı ve ayrıcalıklı haklar tanınması anlamına geleceği ve toplu iş hukukunun yerleşmesi ve gelişmesinin engelleyeceği ileri sürülmüştür.

İtirazın gerekçesinde, sendikaya üye olmayan işçiler bakımından söz konusu talebin geçerlilik tarihinin toplu iş sözleşmesinin imza tarihi olarak belirlendiği bu suretle işçilerin toplu iş sözleşmesini akdeden sendikaya üye olmaya zorlandıkları belirtilerek kuralın Anayasa’nın 51.maddesine (Sendika Kurma Hakkının düzenlendiği madde) aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasanın 51.maddesi şu şekildedir:

Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.

Anayasa’nın 51. Maddesinde güvenceye bağlanan sendika hakkı, çalışanları istedikleri sendikayı kurma ve bunlara izin almaksızın üye olma haklarıyla (olumlu sendika hakkı) devlete ve işverene karşı koruduğu gibi istediklerinde sendika üyeliğinden ayrılma ve isterlerse hiçbir sendikaya üye olmama haklarıyla (olumsuz sendika hakkı) sendikalara karşı da korumaktadır.

Kanunun 39.maddesinin, 4.fıkrasının 4.cümlesinin, toplu iş sözleşmesine taraf sendikanın üyesi olmayan işçilerin toplu iş sözleşmelerine konulan ve sözleşme pazarlık süreçlerinde geçen dönemler için parasal haklar öngören hükümlerden yararlanmalarının sınırlandırıldığı ve böylece sendika üyesi olan işçiler ile olmayan işçiler arasında bir fark yaratılarak toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi olan işçi sendikasına katılımın teşvik edildiği anlaşılmaktadır. Fakat Anayasa’nın 13.maddesi uyarınca sendika ve toplu sözleşme haklarına getirilen sınırlamaların demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmaması gerekir. Bir sınırlama, demokratik bir toplumda zorunlu bir toplumsal ihtiyacın karşılanmasına yönelik olmalıdır.

Dayanışma aidatıyla yararlanmada taraf sendikanın onayı aranmayarak sendika üyesi olan ve olmayan işçiler arasında bir eşitlik ve denge sağlanmıştır. Fakat yetki alma ve toplu iş sözleşmesinin hazırlık, müzakere ve pazarlık süreçlerinin devam ettiği dönemlerde sendika üyesi olmayan işçilerin dayanışma aidatı ödemesi itiraz konusu kuralla engellenmektedir. Kural, iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte taraf sendika üyesi olan işçiler lehine bir sonuç doğurduğu için sendikalaşma yarışında taraf sendika lehine bir avantaj yaratmaktadır. Üye sayısını arttırmada kolaylık elde eden taraf sendikanın bir sonraki toplu iş sözleşmesinde de üye işçi çoğunluğunu muhafaza ederek diğer sendikalara üstün gelmesi sonucunu doğuracaktır. Bu durum da sendikalar arası yarışı ve çoğulculuğu zedelemektedir.

Sonuç olarak, söz konusu kural bir toplumsal ihtiyacı karşılamamakta hatta demokratik bir toplumda bulunması gereken çoğulculuğa zarar vermektedir. Bu sebeple demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir sınırlandırmanın varlığından söz edilemez. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara göre, söz konusu kural, Anayasa’nın 13., 51. Ve 53.maddelerine aykırıdır ve iptali gerekir.


Saygılarımızla

CONSULTA İş ve Sosyal Güvenlik


(*) Sirkülerlerimizde yapılan açıklamalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, kesin işlem tesis etmeden önce uzmanlarımızdan görüş ve yönlendirme alınmasını önemle tavsiye ederiz. Bu sirkülerlerin amacı tek başına uygulamalara yön vermek olmayıp; mükelleflerimizin risk, fırsat ve değişiklikler hakkında güncel bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Yegâne kaynak olarak sirkülerlerimizdeki açıklamaların kullanılması halinde doğabilecek olası zararlardan CONSULTA sorumlu olmayacaktır.

Dökümanı İndir